Follow Erkan Arkuttan Güncel Yazılar on WordPress.com

Bir Müslüman Hıristiyanlara, Yahudilere, Ermenilere nasıl davranmalı?


74177_samimi_museviler_de_tevhid_inancina_bagli_allahin_3

Müslümanlık sevgi ve şefkat üzerine kuruludur, baskı ve zorlama üzerine değil.


Günümüzde bazı yobazlar karşılarındaki insan eğer Hıristiyan’sa, Musevi ise,Ermeni ise bu kişiyi hemen dinsiz ve Allah’sız olmakla itham ediyorlar, onların kesinlikle cehennemlik olduğunu söylüyorlar. Bir yobaza göre birMüslüman bir Yahudi ile, bir Hıristiyanla asla dost olamaz, onlardan daima kötülük geleceğine inanır. Bakın yobazların konuşmalarına, hep Yahudileri, Hıristiyanları katletmekten, kan dökmekten, öç almaktan bahsederler. Konuşmalarında hiçbir zaman şefkat, merhamet, sevgiden en ufak bir eser bile göremezsiniz. Peki Kuran’a baktığımızda kitap ehline nasıl davranılması bildiriliyor biliyor musunuz:

De ki: “Ey kitap ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim.” Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız.” (Ali İmran Suresi, 64)

Kuran’a göre bir Müslüman kitap ehline sadece Kuran’ı güzellikle anlatmakla, şefkatle ve merhametle yaklaşmakla yükümlüdür, hiçbir şekilde baskı ve zulüm yapamaz. Peygamberimizin Ermeniler için yazdığı mektup kitap ehline nasıl davranacağımızı en güzel ve en hikmetli anlatan belgedir:

Erzurum Üniversitesi, İslamî İlimler Fakültesi Kütüphanesinin İslam Tarihi bölümünde bulunan Hz. Peygamberin Anadolu’daki Ermenilere verdiği ahidname: (kısaltılmış hali) 

İslam’a zorlanmazlar. Hiçbir piskopos görevinden alınmaz, Hıristiyan biri dininden vazgeçirilmez, rahip ruhbanlıktan, gezgin gezisinden alıkonmaz. Eski kiliselerinden hiçbiri yıkılmaz. Ne kiliseleri, ne de evleri cami veya Müslümanların evine döndürülmez. Müslümanlarla birlikte savaşa çıkmaya ve keşif gücü olarak düşmanla karşılaşmaya zorlanmazlar. Çünkü onların savaşma yükümlülüğü yoktur.

Onlara ancak en iyi şekilde davranılır, rahmet kanatları gerilir, her zaman ve her yerde eza ve kötülük görmeleri engellenir, bir zalim onlara zulmederse, Müslümanlar onlara yardımcı olmak zorundadır. Başlarına bir iş gelir veya hatta cinayet olursa, bu fiille düşmanları arasına sulh (barış) yoluyla girilir. Sulh, kuralların temelidir. Yardımsız bırakılmazlar, reddedilmezler ve ihmal edilmezler. Onlar, Müslümanlarla aynı hak ve yükümlülüklere sahiptir. Müslümanlardan hiç kimse onları gece ve gündüz kitaplarını okumaktan alıkoyamaz. Onlardan biri mazlum olarak, Müslümanlardan biri yanında saklanmaya ihtiyaç duyarsa, Müslümanlar bu konuda ona yardımcı olmalıdır, umduğunda onu düş kırıklığına uğratmamalıdır. Bu yazı, kıyamete ve dünyanın sonuna dek, uyulacak ve bağlanacak bir belge olmalıdır.



Yorum bırakın